Pirikamp sizlerle…

Arkadaşlar hayatta özgür düşünmek ve yaşamak birinci amacım oldu. Karavanımla mutlu ve güzel bir hayat yaşıyorum ve yanımda sımsıcacık güzel dostlarım var.

Ben bu hayatı güzel düşünüp güzel yaşamayı seçiyorum… Elimden gelenleri zaten yapıyorum.

Bu sayfadan sizlerle paylaşımlarım sürecek… Beni takip edin sevgili kampçı dostlarım…

Merhaba dostlar, Gelecekte nasıl davranacağıma yönelik bir fikir paylaşımı…

Genel kampçılık maceralarım düşünüldüğünde gezilerimin çok küçük bir kısmını ancak karavanla gerçekleştirebildiğim görülecektir. En çok ve en etkili gezilerimi şimdiye kadar en hafif olduğum modumla, Motosikletle yaptım. Ama çok tehlikeli olduğu için artık motosiklet kullanmak istemiyorum ve biraz da gittiğim yerde yerleşik kalabilmek açısından araçla kampçılık deneyimlediğim motosikletle kampçılığa göre daha olumlu imkanlar sunuyor.

Gezilerde her şey maddiata bakıyor. Eğer uzun süre konaklarsam konaklama maliyetim artar, Çok gezersem yakıt maliyetim artar. Ve evet malesef hayatta her şey için makul bir bedel olarak PARA gerekir.

Pahalı bir karavana sahip olmaya çalışmanın getirdiği güçlükse olayın başka bir boyutu. Emeklilik dönemine kadar motokaravan düşünmüyorum. Hayal karavanım olacak Letafet’i emekli olurken yaptıracağım. Bu karavanla tam bağımsız yaşamayı düşünüyorum. Yine bir evim olacaktır ama hayatımın büyük bölümünü karavanda geçirecek şekilde planlamamı yaptım.

Letafet’ime kavuşacağım 2037 yılına kadar önümde yeterli bir zaman var. Eğer kanaatkar davranırsam istediklerimi elde eder. Karavanda tam zamanlı yaşamanın yanısıra istediğim gezileri de yapabilirim.

Benim için ekonomi modeli o kadar zor değil. Gelecek için kenara bir şeyler ayırılmalı her bir lokmada. Bundan sonra ben de bunu yapacağım.

Karavanım PİRİKAMP durduğu yerde karavancılık ihtiyacımı gidermemi sağlayacaktır. Bunun dışında gezilerime araçla ve çadır kampı yaparak devam etmeyi planladım. Bana göre bu en optimal ekonomik olan seçenek. Bunu ben böyle düşünüyorum. Yazları çadır kampı pek de güzel olur.

Şimdilik pahalı rotalara gitmeyi, Yurt dışına çıkmayı pek düşünmüyorum. Şizofren hastasıyım ve atak geçirirsem hem ben hem de yakınlarım bu işi toparlamak için çok üzülürüz. Yurtdışı kampçılığı evet güzel, ama benim gerçeğime uymuyor. Ben hem çok dikkatli hem de ekonomik davranması gereken birisiyim.

İşte gelecekte kampçılığımı böyle özgürce sürdürmeye devam etmek istiyorum. Ben sadece bir karavancı değil gerektiğinde tüm enstrimanları kullanabilen uluslararası kampçılık da yapabilecek birisiyim. Ben bir kampçı gezginim. Bu her zaman için de böyle oldu.

Ayaş’a Taşındım…

Evim de geldi. Eşyalarım hepsi geldi. Eve girdi. Yavaş yavaş yerleşecek inşallah…

Arıcıoğlu’na,

Ayrıca evi yerleştiren Arzu Hanım’a teşekkürler…

Bugün evin yerleşmesi bitti. Yardımcım Arzu’nun iki günlük çalışmasıyla.

Haftaya da gelip temizliğini yapacak. Her şey öyle bir anda olmuyor. Olsun. Onu da haftaya gelir yapar artık.

Ben artık evimde rahatım. Doğalgaz açılırsa yarın her şey çok güzel oldu inşallah.

Merhaba Ayaş, Merhaba…

İnsana dair hiçbir şey benim yabancım değildir.

Homo sum; humani nihil a me alienum puto!

“İnsanım, insanca olan hiçbir şey bana yabancı değildir!”

Eskilerde yaşamış ünlü bir şaire aitmiş bu söz. Bana ne kadar da uygun geliyor. Ne kadar da beni anlatıyor. İnsana dair hiçbir duruma yabancı değilim. Vayy be…

Karavancılık da insana dair bir uğraş ve insanın her türlü hali var. Hani derler ya, insanlık hali diye bir şey var.

Bu sözü Marx’ın da çok sevdiği söyleniyor. Ben de sevdim Marksist mi olacam nedir?

Ama ben yeterince insanım. Herkes için elimden geleni yaptım. Ben benim kendimi değiştiremiyorum. Bana ait olan bana aittir zaten.

Neyse herkese insanca yaşayacağı mutlu günler dilerim…

Sevgiyle kalın…

Benim Hayali Motokaravanım (Letafet)

Hayallerimde bir motokaravan var dostlar. Benim de gönlümde yatan aslan bu. Ama bunun daha emekliliğe kadar süresi var. Bu arada finansal altyapısını hazırlayacağız bu karavanın.

Bu karavanı çeşitli üreticilere yaptırabilirim ama benim şu an gönlümde olan firma SALY firması. Onun yaptıklarını çok beğeniyorum.

Karavanımı allah kısmet ederse güzel bir bütçe ile karşılamak istiyorum. Bunun için 2037 Yılı Ekim’ine kadar vaktim var. Yani daha uzun yıllar Letafet için para biriktireceğim. Letafette bütün aksesuarların ithal karavan için üretilmiş aksesuarlar olması beni ayrıca mutlu edecek.

Dostlar istersem karavan yapacak hem bilgim hem becerim hem de makine parkım da kısmen de olsa var. Ancak benim istediğim bu değil. Bu karavan benim hayallerimin karavanı başka bir deyişle benim büyük idealim olacak. Bu karavanı işinde uzman üstadlara yaptırmak ve ben keyfini sadece gezerken ve kamp yaparken sürmek istiyorum.

Letafet tam boy bir alkovenli olacak ve yurtiçinde hem kampdışı hem de kamp alanlarında konaklama için yapılandırılmış olacak. Ağırlığı büyük ihtimal 3500KG’ı geçecek ama olsun napalım bize rahat bir yaşam alanı sunması, Yeterince giysi dolabı saklama dolapları içermesi ve içinin de geniş ve ferah olmasını arzu ediyorum. Bu nedenle 3500 sınırını aşmak durumunda olacağız.

Ayrıca ben midibüs tarzı araçlardan yapılan karavanları da pek beğeniyorum. Letafet’e sıra gelene kadar başka araçlar da edinebilirim. Ama Letafet benim bu hobideki son noktam ve kapanışım olacak inşallah!

Yıllar önce Çelebim’le yaptığım açılışı yıllar sonra Letafet’le kapatıcam ve mutlu bir dede olarak hayatımı sonlandırmak istiyorum. Tabii bütün bunlar sağlık, para, imkan ve zaman meselesi.

Ben bugün sizinle büyük hayalimi paylaşmak istedim yalnızca…

Yeni bir eğitim sezonuna doğru…

Arkadaşlar,
Bizde hayaller Miami gerçekler Küçük sanayii…
(Bi karavancı arkadaştan alıntı)

Gez gez nereye kadar biraz da duralım da para kazanalım değil mi? Okullar açılsın bu büyük özlem de dinsin artık. (Tabii ki önce öğrencilerimizin ve ailelerinin sağlığı diyoruz) lakin bu hasret uzadı.

Pirikamp durduğu yerde hazır efendim. Bugün gittim oteli teftiş ettim bütün çalışanlar parıldıyorlar (Bana gülümsüyorlar) Her şey yerli yerinde okulun açılması için gün sayıyoruz. Haftaya Pazartesi (Öğretmenler için) açılıyor efendim.
Bu sezonda da kararıma göre Pirikamp Ulaşan’da durmaya devam edecek efendim. Ben de okul için orada kalacağım. Yani zamanımın büyük bölümü karavanımda yaşayacağım. (Ohh ne güzel) Benim istediğim de zaten buydu efendim.
Şimdilik böyle yarı zamanlı özgür bir karavancı olarak karavanımda olacağım. Belki önümüzdeki yıllarda daha büyük bir karavanla Homeless yaşamı da denerim. Şimdilik gö.üm yemiyor efendim.

Zaman içerisinde bu konuyu tartışacağım. Ama kolay değil benim gibi evinde yalnız bir odası hobi malzemesi ve kitap dolu bir insan için homeless yaşamı düşünmek. Ayrıca yıkanmak, temizlenmek, kıyafetleri yıkamak, ütülemek ancak evde güzel bir şekilde gerçekleşiyor. Otel ortamında bu etkinliklere alternetif çözüm geliştirilmesi lazım ee bu da zaman meselesi. Şimdilik homeless olmayacağız efendim.

Ama en azından arada bir evimizde olabileceğiz. İstersek sürekli de evde olabiliriz buna bir engel yok. Ben Dünya’ya yapmayı sevdiğim şeyler açısından bakmayı seven bir adamım ve yıllar beni karavancılıkta homeless yaşamı düşünmenin eşiğine kadar getirdi. Bakalım zaman içerisinde neler olacak?

24 Ağustos’ta biz başlıyoruz efendim.

Değiyor mu bu hayata?

Livaneli’den: “Benden tavsiye isteyenler oluyor. Söyleyeceğim tek şey şu: Bir an dur, geri çekil, yaptığın işi ve hayatını gözden geçir ve ‘Değiyor mu?’ diye sor. Cevap olumluysa devam et.”

Ben durup düşündüğümde ve Değiyor mu dediğimde, Evet değiyor arkadaşlar. Benim yolumda yürüyen ben için yaptıklarımın hepsine gerçekten değiyor.
Yaptığım şeyler beni zengin etmiyor. Ama ben de keyfimi böyle alıyorum hayattan. Bazıları arkamdan çirkin şeyler de konuşsa yaptığım şeylerden tamamıyla çok memnunum. İyi ki de Çelebi’yi yaptım. İyi ki de böyle bir şeye yapayalnız giriştim. İyi ki de kampçı insanların katılabileceği özgür kamplar düzenledim. iyi ki gezmeyi, karavanı, doğayı sevdim. Kaynaklarımı bu uğurda harcadım iyi ki. İyi ki de bir derneğe üyeyim. İyi ki CCI kart sahibiyim. İyi ki karavanım oldu. (Ve hala var) Benim iyikilerim daha çok hayatta.
Ve ben bu yolda yürüyorum. Gizli bir gündemim veya gizli bir amacım yok. Ben kamp yapan ve bundan mutlu olan insanları çevremde görmekten keyif alıyorum. Paralı kamplara da gitsem çevremdeki mutlu insanlar bana da sirayet ediyor. Bu yüzden herkesin mutlu olmasını istiyorum. Bazen bazı etkinliklerde mutluluğumu ateşin başında insanlarla paylaşıyorum. Çok keyifli oluyor. Ben benim yaşadığım hayatı hayattan maddi şeyler beklemeyen herkese öneririm. Ama öncelikle bu yaşam tarzını tabii ki kendim devam ettiriyorum ve ettireceğim arkadaşlar.

İnternetin yozlaşması üzerine…

Aşağıdaki alıntı Livaneli’nin Bizi Sürükleyen Nehir isimli kitabından,

“Ne yazık ki internet iletişimi, bütün dünyada, hiçbir birikime sahip olmayan, sadece egoya dayanan iddialı tavırlarını kısıtlı cümlelerle fikir diye sunmaya çalışan bir kesim yarattı. Bence bu ‘internet cehaleti’ devridir. Bilime ve düşünen insana saygının yerle bir edildiği bir ego çatışmaları ortamıdır.”

Malesef Livaneli tespitinde yerden göğe kadar haklı.

Özellikle karavan sitelerindeki kalitesiz yorumcular insanı canından ve hobisinden bezdirecek türden.

Güzel bir kampa gidiyorsunuz iki fotoğraf paylaşıyorsunuz. Hemen biri çıkıp illa Kaç para bu kamp? diyor, Oradan bir diğeri pahalı bu diyor. Başka biri hemen kampa para verecektik niye karavan aldık diyor. Diyor da diyorlar. İnsanın içindeki keyfi de kaçırıyorlar. Hatta bu kamplara gidenler yüzünden kamplar bu fiyat oluyor deyip seni bile suçlayabilirler. En güzeli yorumlara hiç bakmamak. Malesef insanlar bilmedikleri konularda çok konuşuyorlar ve başkalarının seçimlerine ve keyiflerine karşı çok saygısızlar. Özellikle kampların fiyatları gibi konular zaten mimli konular. Bu konularda mutlaka bir kavga gürültü çıkıyor.

Karavan topluluklarındaki yorumlara artık bakmıyorum bile.

Corona Günleri

Corona Günlerinde evimizdeyiz. Karavandan ayrı kaldık. Ama bu konuda yapacak bir şey yok. Corona günlerinde evimizde olmamız gerekti. Karavanda ortak tuvalet kullanıldığı için kalmayı tercih etmiyoruz. Evde ekmek pişirme olanaklarımız da, İnternet bağlantısı gibi olanaklarımız da daha iyi. İnşallah bugünler de geçecek ve yine özgürce karavanımızla kamp yapacağımız günler gelecektir.

Corona günleri ve evde ekmek yapımı.

Merhaba arkadaşlar,

Corona günlerinde mecburi ev istirahatindeyiz. Yapılan uyarılara harfiyen uymaya çalışıyoruz. Karavanımız Pirikamp Gölbaşı’da mecburi olarak bu günlerde biraz ayrı kaldık. Evde her gün ev ekmeği üretiyoruz. Böylelikle dışarıyla bağlantımız azalıyor. Herkesle coronasız günlerde tekrar buluşmak dileğiyle. Kalın sağlıcakla…