Yeni bir eğitim sezonuna doğru…

Arkadaşlar,
Bizde hayaller Miami gerçekler Küçük sanayii…
(Bi karavancı arkadaştan alıntı)

Gez gez nereye kadar biraz da duralım da para kazanalım değil mi? Okullar açılsın bu büyük özlem de dinsin artık. (Tabii ki önce öğrencilerimizin ve ailelerinin sağlığı diyoruz) lakin bu hasret uzadı.

Pirikamp durduğu yerde hazır efendim. Bugün gittim oteli teftiş ettim bütün çalışanlar parıldıyorlar (Bana gülümsüyorlar) Her şey yerli yerinde okulun açılması için gün sayıyoruz. Haftaya Pazartesi (Öğretmenler için) açılıyor efendim.
Bu sezonda da kararıma göre Pirikamp Ulaşan’da durmaya devam edecek efendim. Ben de okul için orada kalacağım. Yani zamanımın büyük bölümü karavanımda yaşayacağım. (Ohh ne güzel) Benim istediğim de zaten buydu efendim.
Şimdilik böyle yarı zamanlı özgür bir karavancı olarak karavanımda olacağım. Belki önümüzdeki yıllarda daha büyük bir karavanla Homeless yaşamı da denerim. Şimdilik gö.üm yemiyor efendim.

Zaman içerisinde bu konuyu tartışacağım. Ama kolay değil benim gibi evinde yalnız bir odası hobi malzemesi ve kitap dolu bir insan için homeless yaşamı düşünmek. Ayrıca yıkanmak, temizlenmek, kıyafetleri yıkamak, ütülemek ancak evde güzel bir şekilde gerçekleşiyor. Otel ortamında bu etkinliklere alternetif çözüm geliştirilmesi lazım ee bu da zaman meselesi. Şimdilik homeless olmayacağız efendim.

Ama en azından arada bir evimizde olabileceğiz. İstersek sürekli de evde olabiliriz buna bir engel yok. Ben Dünya’ya yapmayı sevdiğim şeyler açısından bakmayı seven bir adamım ve yıllar beni karavancılıkta homeless yaşamı düşünmenin eşiğine kadar getirdi. Bakalım zaman içerisinde neler olacak?

24 Ağustos’ta biz başlıyoruz efendim.

Değiyor mu bu hayata?

Livaneli’den: “Benden tavsiye isteyenler oluyor. Söyleyeceğim tek şey şu: Bir an dur, geri çekil, yaptığın işi ve hayatını gözden geçir ve ‘Değiyor mu?’ diye sor. Cevap olumluysa devam et.”

Ben durup düşündüğümde ve Değiyor mu dediğimde, Evet değiyor arkadaşlar. Benim yolumda yürüyen ben için yaptıklarımın hepsine gerçekten değiyor.
Yaptığım şeyler beni zengin etmiyor. Ama ben de keyfimi böyle alıyorum hayattan. Bazıları arkamdan çirkin şeyler de konuşsa yaptığım şeylerden tamamıyla çok memnunum. İyi ki de Çelebi’yi yaptım. İyi ki de böyle bir şeye yapayalnız giriştim. İyi ki de kampçı insanların katılabileceği özgür kamplar düzenledim. iyi ki gezmeyi, karavanı, doğayı sevdim. Kaynaklarımı bu uğurda harcadım iyi ki. İyi ki de bir derneğe üyeyim. İyi ki CCI kart sahibiyim. İyi ki karavanım oldu. (Ve hala var) Benim iyikilerim daha çok hayatta.
Ve ben bu yolda yürüyorum. Gizli bir gündemim veya gizli bir amacım yok. Ben kamp yapan ve bundan mutlu olan insanları çevremde görmekten keyif alıyorum. Paralı kamplara da gitsem çevremdeki mutlu insanlar bana da sirayet ediyor. Bu yüzden herkesin mutlu olmasını istiyorum. Bazen bazı etkinliklerde mutluluğumu ateşin başında insanlarla paylaşıyorum. Çok keyifli oluyor. Ben benim yaşadığım hayatı hayattan maddi şeyler beklemeyen herkese öneririm. Ama öncelikle bu yaşam tarzını tabii ki kendim devam ettiriyorum ve ettireceğim arkadaşlar.

İnternetin yozlaşması üzerine…

Aşağıdaki alıntı Livaneli’nin Bizi Sürükleyen Nehir isimli kitabından,

“Ne yazık ki internet iletişimi, bütün dünyada, hiçbir birikime sahip olmayan, sadece egoya dayanan iddialı tavırlarını kısıtlı cümlelerle fikir diye sunmaya çalışan bir kesim yarattı. Bence bu ‘internet cehaleti’ devridir. Bilime ve düşünen insana saygının yerle bir edildiği bir ego çatışmaları ortamıdır.”

Malesef Livaneli tespitinde yerden göğe kadar haklı.

Özellikle karavan sitelerindeki kalitesiz yorumcular insanı canından ve hobisinden bezdirecek türden.

Güzel bir kampa gidiyorsunuz iki fotoğraf paylaşıyorsunuz. Hemen biri çıkıp illa Kaç para bu kamp? diyor, Oradan bir diğeri pahalı bu diyor. Başka biri hemen kampa para verecektik niye karavan aldık diyor. Diyor da diyorlar. İnsanın içindeki keyfi de kaçırıyorlar. Hatta bu kamplara gidenler yüzünden kamplar bu fiyat oluyor deyip seni bile suçlayabilirler. En güzeli yorumlara hiç bakmamak. Malesef insanlar bilmedikleri konularda çok konuşuyorlar ve başkalarının seçimlerine ve keyiflerine karşı çok saygısızlar. Özellikle kampların fiyatları gibi konular zaten mimli konular. Bu konularda mutlaka bir kavga gürültü çıkıyor.

Karavan topluluklarındaki yorumlara artık bakmıyorum bile.

Corona Günleri

Corona Günlerinde evimizdeyiz. Karavandan ayrı kaldık. Ama bu konuda yapacak bir şey yok. Corona günlerinde evimizde olmamız gerekti. Karavanda ortak tuvalet kullanıldığı için kalmayı tercih etmiyoruz. Evde ekmek pişirme olanaklarımız da, İnternet bağlantısı gibi olanaklarımız da daha iyi. İnşallah bugünler de geçecek ve yine özgürce karavanımızla kamp yapacağımız günler gelecektir.

Corona günleri ve evde ekmek yapımı.

Merhaba arkadaşlar,

Corona günlerinde mecburi ev istirahatindeyiz. Yapılan uyarılara harfiyen uymaya çalışıyoruz. Karavanımız Pirikamp Gölbaşı’da mecburi olarak bu günlerde biraz ayrı kaldık. Evde her gün ev ekmeği üretiyoruz. Böylelikle dışarıyla bağlantımız azalıyor. Herkesle coronasız günlerde tekrar buluşmak dileğiyle. Kalın sağlıcakla…

Pirikamp 3 yaşında…

Evet karavanımız Pirikamp’tan adını alan bu blog sitesi üçüncü yaşını doldurdu. Üç yılda tıklamalarımız ve ziyaretçilerimiz hep arttı. Ama biz de size kaliteli bir blog sitesi sunabilmek için elimizden geleni yaptık. Bu sitede gitmediğimiz, yapmadığımız hiçbir etkinliği paylaşmıyoruz sizlerle. Umarım bizi beğeniyorsunuzdur. Gezi ve kamplarımız devam ettikçe burada yazmaya da devam edeceğiz.

Mutlu yıllar PİRİKAMP…

İlk karavanım Çelebi üzerine…

 

İnternette dolaşırken ilk karavanım, İlk gözağrım Çelebi’nin resimlerini buldum. Çelebi’ye 2009 yılında Manisa Demirci’de başlamış 2012 yılında Turgutlu’da çoğunu bitirmiştim. Bundan sonra Çelebi malesef Foça’da iki yıl sahipsiz kaldıktan sonra belediye tarafından çekildi, sonrasındaysa başka kimselerin eline geçti. Olsun Çelebi bende olmasa da her şeyiyle benim biricik karavanım. Ben onu tasarlarken aynı zamanda İzmir ve yakın çevresinde pekçok kamplara katılmış bol bol gezmiş idim. Yani bu karavan bana görevini fazlasıyla yapmıştır. Bugün bu karavanı sevgi ile anıyorum. İyi ki Çelebi’mi yapmışım.

İlk karavanım Çelebi, hafif ve hızlı bir karavan olarak çekici aracının çizgilerine de uygun olarak tasarlandı. Tasarımının Basit, ekonomik ve işlevsel olmasına dikkat edildi. Ancak malesef çok sağlam bir malzemeyle kaplanmamış birkaç yıl sonra benim hastalık durumum olmuş zorunlu bakımları yapılamamış devamınde belediye tarafından çekilip başka kişilerin kullanımına geçmiştir.

Yücel Gündüz imzalı ilk karavan olması (Sadece benim açımdan, duygusal olarak) bu karavanın önemini arttırmaktadır. Ancak yine de yapıldığı yıllarda çok aktif bir şekilde gezilerde, kamplarda kullanıldığı için bu karavanın peşine düşemedim.

Şu an halen Foça civarlarında kullanımda olduğu bilgisi bana ulaşmıştır.

Martın 1’i ve Yeni Baharın İlk Günü…

Merhaba Herkese,

Bugün Mart’ın ilk günü. Yeni bir bahar yaklaşıyor. Yine her yer yeşerecek. Ağaçlar çiçekler açacak. Börtü böcek uyanacak ve sonrasında yine güzel günler gelecek.

Pirikamp ailesi olarak gezilerimize ve kamplarımıza devam edecek ve sizlerle bu sayfalarda buluşacağız.

Kalın sağlıcakla, Yeni baharınız kutlu ve mutlu olsun.

Yayanın geçiş hakkına saygı…

Motorlu araç kullanan kişiler yaya geçidindeki yayalara durup yol vermesi gerekiyor. Bu kural uygar ülkelerde böyle işliyor. Ancak ülkemizde malesef yazılı olmayan kurallar yürürlükte ve bu kurallara göre beklemesi gerekenler yayalar. İşte bu çağdışı anlayışın değişmesi için İçişleri Bakanlığı çeşitli uygulamalar başlattı. Bu çabaları yürekten destekliyorum. Ve burdan bir kez daha yaya geçidinde önceliğin yayalarda olduğunu tüm kamp karavan sevdalısı dostlarla paylaşmak isterim.

Sevgiyle…

Karavan Yaşamını Başaranlar Çoğalıyor…

Bugün sizinle günden güne karavan yaşamını başaranların sayısının artıyor olmasını konuşmak istiyorum.

Kendime bir karavan yaparak başlayan Karavancılık maceram sekiz yılını doldurdu. Sekiz yıldır karavanı olan bir karavancıyım.

Sevinerek söylüyorum ki, Günden güne karavan yaşamını seven ve başaranlar çoğalmakta. Hatta çekme karavanla bu işi yapanlar artmaktadır.

Bu durum biraz da motokaravan üzerindeki haksız vergi ve sigorta çilesinden kaynaklanıyor. Çekme karavan yüksek vergi ve sigortalara yakalanmamak için güzel bir seçim.

Benim gibi özellikle Güney Karavan kullanan gezginlerin artması hoşuma gidiyor.

Yollarda karşılaşmak dileği ile…