Ankara’ya döndük.

Eskişehir’de mola vererek Ankara’daki evimize vardık. Bu tatilde kış koşullarında 13 gün kamp yaptık. Kamp içi ve kampdışı koşullarda konakladık.

Üstte: Yolların profesyonelleri ile kahvaltı molası İnegöl…

Üstte: Eskişehir’deki konaklamamız.

Üstte: Bizimkisi bir yol hikayesi…

İşte böyle tatilimizi bir güzel kampçılıkla değerlendirip döndük.

Ankara-Avanos yolculuğu…

Sabah çıktığımız 300 km lik yolculuğumuzu akşam Avanos’ta tamamladik. Yol üzerinde Şereflikoçhisar, Aksaray ve Nevşehir’de molalar verdik. Güzel sorunsuz bir yolculuktu.

Kampımız olan Ada kampı biraz arayıp bulduk ve yerleştik.

Tuz gölü-Şereflikoçhisar….

Tuz gölü-Şereflikoçhisar…

Atelajım ve ben…

Anakamp’ta bir gün…

Çekme karavanınız olduğunda eğer bu karavanı bir Anakampta tutuyorsanız boş zamanlarınız için kendinize iyi bir aktivite edinmiş oluyorsunuz. Zira bir karavanı ille de gezdirmek zorunda değilsiniz olduğu yerde de pekala pikniğinizi ve günlük eğlencelerinizi yapabilirsiniz.

İşte biz de dün Anakampımızda böyle bir gün geçirdik. Anakampımıza yeğenlerim ve ablamla gidip çay demledik. Yeşilin ve doğanın tadinı çıkardık. Güzel bir gün idi.

İzmir-Ankara yolculuğu…

Evet. 8 Gün kadar İzmir’de kaldıktan sonra Pir-i nin 38 gün önce çıktığı bu yolculuğu sonlandırması ve Ankara’ya gelmesi gerekiyordu.

550 km lik bu yol oldukça uzun sürdü. Yolda Kula’yakınlarında, Uşak’a yaklaşırken, Uşak-Afyon arasında Dumlupınar geçidi rampalari, Afyon çıkışında köroğlu beli rampalari var. Yani epeyce bir rampa var idi.

Garip in motor 1500 cc olduğu için ruhsat ve teknik belgesi karavanı çekmek için yeterli olsa da yolda özellikle rampalarda epey bir yavaşladık.

Yolda sürüş karakteristiğimiz bir tır gibiydi. Böyle olunca 550 km lik yolu iki gece konaklayarak tamamladık. Ama çok zorlasaydık bu yolu iki günde de alırdık belki…

İlk konaklamayı Kula’da opette aşağı yukari 150 km de yaptık.

İkinci konaklamayı Ankara’ya 140 km kala Sivrihisar Opette yaptık.

Sivrihisar opette gece uyandığımda yanımda üç tane de Tır vardı. Burada oldukça rahat ettim. Opet çok iyi bir firma ve genelde karavancı dostular. Yakıtlarimı da hep opet veya shell’den alırım.

Sivrihisar Opette küçük bir restoran var. Bu restoranda pide tarzi yiyecekler yiyebilirsiniz. Benim ekmeğim yoktu onlara lavaş yaptırdım. Sonra kendi karavanımda pişirip yedim.

Yukaridaki fotoğraf Dumlupınar geçidini aştıktan sonra bir yakıt molasından… Dumlupınar rampalarında yol çalışmasi vardi ve yol tek şeride düşürülmüştü. Bir surü tır ve kamyonla beraber rampayı birinci vitesle çok küçük devirlerle çıkmak zorunda kaldım. Aracımdaki ekstra fana rağmen hararet epey yükseldi. Aracınızda soğutma için ekstra önlem mutlaka alın bu yollara çıkmadan…

Son gün yolda Ankara sınırında yukardaki hatıra fotoğrafını çekip arkadaşlarımla paylaştım. Tam 38 gün süren yolculuk artık sona yaklaşmıştı…

Ankara’ya gelince Önce Pir-i yi evine yerleştiriyorum. İçindeki eşyaları aldım. Detaylı bir temizlik henüz yapamıyorum. Pir-i de 38 gün geçirmeme rağmen içinden 30 kilo özel eşyam çıkmadı. Bir karavancı için büyük başarı bence…

Yeni yolculuklarda buluşmak dileği ile…

Nihayet Yolculuk…

Günlerdir ha yarın çıkayım ha yarın çıkayım diye erteledim durdum yolculuğumu…

Nihayet ataletten kurtulup yola çıkma becerisini gösterdim. Daha doğrusu bu cesareti kendimde bulabildim..

Önce atelajı hazırladım.

Sonra çıkmadan atelaja su tutup kirini pasını temizledim. Bu işlem özellikle güneş paneli için gerekli…

Ve piri hazırlanmış oldu…

Yolda mola verip kahve içtik Piri ile…
Nihayet güneş alçalırken biz de mola vereceğimiz yerimizi bulmuştuk…

Karavanla yolda olmak ayrı bir keyif. Çok yavaş ve temkinli sürmek zorundasınız ama bu işin de bir keyfi de bu bence… 

Yollar hemencecik bitseydi böyle keyifli olur muydu? Bilmiyorum. 

Ama ben bu surus tarzına ve bu rahatlığa kolay alışırım.

Herkese sevgiler. Yollarda karşılaşmak ümidi ile…

Gün sonu çayı jazz müzik ve kitap keyfi eşliğinde…